BÜYÜK YANGINDAN SONRA
“BOLİVYA HALK HİKAYESİ”
Vaktiyle uzak mı yakın mı bilinmeyen bir küçük ülkede Tobo ve Oriba diye iki ayrı halk yaşarmış. Sarime isimli bir büyücü iki halkı birbirine düşürmek için elinden geleni yaparmış. Tobo’lara gider Oribalar’ın onları mahvedeceğini söylermiş.
Oribalara gider karşı tarafın şeytanca yok etme planları olduğunu anlatırmış. Kısa bir süre sonra her iki tarafta da yangınlar, sabotajlar, saldırılar yoğunlaşmış. Ormanlar ve ekili alanlar yakılmış.
Bu ülkede barışı seven ve savaşlara katılmak istemeyen bir kısım aileler ülkede yüzyıllardan beri kazılan yer altı şehirlerinde saklanmışlar.
Savaş bittikten sonra ve her taraf yandıktan sonra mağara önüne çıkmışlar. Yeryüzüne çıkmadan önce dışarıya bir küçük dal uzatmışlar. Dal tutuşmuş. Bu denemeyi birkaç defa yapınca ve çevresinin soğuduğunu anlayınca dışarıya çıkmışlar.
Her taraf yanıp kül olmuş ve ağaçlar yanıp kararmıştı. Biraz sonra Sarima isimli büyücü karşılarına dikildi, onları alaycı bakışlarla süzdü.
“- Eh şimdi kurtulduğunuzu mu sanıyorsunuz?”
dedi. Karı koca sevgi ve inanç dolu gözlerle birbirlerine baktılar.
“- Evet çok şükür kurtulduk.”
Dediler ve ilave ettiler;
“- Sevgimiz ve yaşama sevincimiz bizi ayakta tutacak!”
Hemen büyücünün cesaretle üstüne doğru yürüdüler. İnanılmaz bir görüntü oluştu, sanki büyücü üçte bir küçülmüştü. Ancak kötü ruh saldırılarına devam etti. Onlara açlıktan öleceksiniz dedi. İlginçtir karı koca yılmadılar büyücünün üstüne doğru inatla yürüdüler ve ona bağırdılar;
“- Toprak ana bizi doyuracaktır.”
O anda yerdeki yanık dallar ve küller arasından yemyeşil filizler yükseldi. Bunu görünce büyücünün sesi kısıldı, boyu büsbütün küçüldü. İnsanlar bundan cesaret aldılar, neşeli bir şarkı söylemeye başladıklarında bir mucize oldu.
Hemen yerden fışkıran filizler büyüdü birer ağaç haline geldiler. Ağaçlar bir anda çiçek açtılar. Çiçekli dallar göz açıp kapayıncaya kadar meyve yüklendi. Bunu görünce kadınlar sevinç çığlıkları attılar.
Büyücü şaşkınlıktan aklını yitirecekti. Biraz daha küçüldüğünü anladı ancak inatla onlara kötü telkinlere devam etmek istedi. Alaycı bir şekilde;
“- Siz yalnız ne yapacaksınız?”
dedi. O sırada yan yana duran karıkoca birbirlerine sarıldılar.
“_ Bizim çocuklarımız olacak, yalnızlık çekmeyeceğiz.”
Dediler.
Bunu duyan büyücü büsbütün küçüldü, bir toz bulutu şeklinde söndü, dağıldı, yok oldu.